Mutluluk için ayılıp bayılacak değilim .Gelirse ne âlâ gelmezse kim takar?
Hırsızlık, uyuşturucu madde satışı ve buna benzer suçları işleyen Senegalli bir yetim çocuğu olan Momo, İtalya sahil kasabası Bari’de şekilleniyor. Günlerini var olmanın iç sıkıntısı içerisinde yalnız ve hırsızlık yaparak geçiren Momo bir gün, Yahudi Soykırımı’ndan kurtulan Madam Rosa isimli bir kadını soyar. Momo’nun bakımını üstlenen bir yaşlı adam vardır. Bu yaşlı adam, aynı zamanda doktordur ve ihtiyacı olan birçok kişiye yardımcı olmaya çalışmaktadır. Aslında Momo'nun yapmış olduğu bu hırsızlık Momo'nun yolunu Madam Rosa ile kesiştirecektir ve yaşlı adam Madam Rosa’dan bir istekte bulunacaktır. Madam Rosa'nın Momo’yu yanına almasını, onun hayatında bir kadın rolüne ihtiyacı olduğunu da bu isteğini dile getirirken sözlerine eklemektedir. Hatta Madam Rosa'ya aylık bir miktar para da teklif eder. İlk başta bu isteği Madam Rosa hiç hoş karşılamasa da kabul eder ve Momo'ya günden güne ısındığını fark eder, zamanla da Momo ile güçlü bir bağ kurmaya başlar. Peki Madam Rosa kim?
Uzun bir aradan sonra tekrar oyunculuk hayatına Madam Rosa karakteriyle geri dönen Sophia Loren, hayatın dışında kalmış, toplumun dışına itilmiş fahişe ve transların çocuklarına bakmaktadır. Madam Rosa bu çocukları kendi yöntemleri ile eğitmektedir . Tam da bu noktada Yahudi bir kadın olan Madam Rosa tarafından yetiştirilen Muhammet’in (ya da romandak ve filmdeki adıyla Momo’nun) Madam Rosa'nın ölümüne kadar ki yaşadıklarını bazen kendi ağzından bazen de sanki kameranın bir parçacıymışçasına Momo ile birlikte bir yolculuğa çıkarak öğreniriz. Momo'yu başta sevmemesine rağmen hatta Momo'nun mayasının kötü olduğuna inanmasına rağmen zamanla onunla özel bir bağ kurmaya başlar. Hatta Madam Rosa, müslüman olan Hamil'den Momo'ya sahip çıkmasını ve haftada bir gün Momo'yu yanında çalıştırmasını ister. Bunun sebebi ise Momo da Hamil gibi Müslümandır. Hamil bilgili, kültürlü, kilimlere ve antika eşyalara merakı olan bir Müslümandır. Hatta çok önemli bir kilimin tamiratını Momo ile yapmaktadır. Bu kilimin üzerinde "aslan motifi" vardır. Momo da uyku öncesi dişi bir aslanın kendisini sevdiğini, kucağına aldığını, yalayarak uyuttuğunu görür. Aslan üzerine Hamil ile Momo arasında geçen şu diyolog çok dikkat çekicidir.
"Kuran'da aslan güç ,sabır ve inanç sembolüdür. İnançlısın değil mi? İnanç sevgi gibidir her Müslüman bunu hatırlamalıdır."
"Müslüman olduğumu bile bilmiyordum. Eskiden okula gidiyordum orada öğrendim."
"Eskiden mi?"
"Atıldım."
"Neden?"
"Bana sataşan bir çocuğun boynuna kalem sapladım."
"Momo...Dil... Dil en büyük silahtır. Birinin boynuna kalem saplamaya gerek yok."
"Benim tarzım bu."
Batılı bir filmde bu şekilde bir Müslüman tipi görmek çok da hoş olmuştur. Madam Rosa kadar Hamil'in de Momo üzerindeki etkisi yadsınamaz.
Madam Rosa Momo'ya güvenir ondan bir şey yapmasını ister. Momo küçük olmasına rağmen Madam Rosa'nın bu isteğini bir şekilde yerine getirecektir. Filmin son sahnelerinde tüm düğümler çözümlenirken "aslan" son bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. Bu aslan merhametin sembolüdür ve artık Madam Rosa'nın ölümü ile görevini tamamlamıştır ve Momo kendi özündeki ruhla bütünleşmesini gerçekleştirmiştir.
Bir film biterken insan ister istemez şunu düşünüyor. Bizi biz yapan ve tüm farklılıklarımızı sıfırlayan şey içimizde taşıdığımız sevgi midir?
Yazan :ÖG
05.05.2021
03.18
Yorumlar