Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DAMLA DAMLA ZAMAN

Denizden korkardım küçükken... Neden? Sonsuzluk? Uzaklık? Yalnızlık? Bunlar daha genç olmama rağmen arzuladığım şeyler haline geldiler... Ne zaman değiştim, nasıl fark etmedim? Geceden kalma bir adamın karşılaştığı durumla aynı şey değil bu. Hayatımda 13 il 14 yaşlarının ne kadar farklılık gösterdiğini gördüm. Ama bu öyle yayılmış ki zamana sanki koskoca iksiri damla damla vermek gibi. Ama bir gün anlayıp çözeceğim.... Fahri Evren Kaya

BALIKÇI

Ah yorgun kaptan ah... Bu akşam da içiyoruz. Unuttuk. Unuttuk her şeyi kaptan. Seven mi kalmış ardımızda? Bir kadeh daha kaptan, bir tane daha..... Kadehlerimizdeki buzlar mı söndürecek alevlerimizi... Hala kurtulamadık mı ha? Kurtulamadık tabi... Sokak lambaları gibi bağlıyız onlara... Her köşenin başına bir tane koymuşuz. Kendimiz yandık, Başkaları geçti yanlarımızdan... Yüreğimiz çehremize, Solgun yüzlerimiz, Nasırlı ellerimize benzedi.. Hala nefes alıyorsak, Bir kadeh daha kaptan,bir tane daha..... Fahri Evren Kaya  10/05/2010     22:35

YOL

Bahşedilmiş insana, batın-i insanı görmesi Bir gün o da gördü, göreni yakan iksiri Dağlar çıktı karşısına gidenin geri dönmediği Sevgi idi -buluşulacak- Evrenin, etrafında turna gibi döndüğü.... Büyük bir ormandı.Avcıları derinine gömen Handı İçinde hancısından başka biri olmayan Derviş artık avcı olmuştu derinlerde kalan "O" han olmuştu, içinde aşkı barındıran.... Derviş sordu,aşık gördü ki derviş aşkın avcısı Maşuktur beni buraya getiren, sevdamdır, dedi Anladı derviş... Aşık, bir dermanı olan derdin hancısı Yolunun sonu "gök"tür merdiveni de sevdandır, dedi.... Yollar yoruldu, günler ağardı, aşığın verecek artık son nefesi O an gördü, kalbini söken göğün sureti Belli ki soracak, artık tek bir suali Aşk sen misin dedi ve göçüp gitti.... Zahir der Yüce dağlar aştım Elimde kalan aşkın kör ettiği bir gül kurusu Sonsuz çölleri geçtim Elimde ruhu kızarmış bir kum tanesi... Fahri Evren Kaya