Bir otobüs durağı olmak
Çok binilen ya da az inilen
Dur lambasına basılan,
Şoförün dikkatsizliğinden kaçan,
Es geçilen bir durak olabilmek...
Ne fark eder
Serde bir durak olmak varsa
İçeriden dışarıyı izlerken
zihnine üşüşür gördüklerin ve
bir yerlere götürülen arı kovanları,
sırtında sepetle sabahın köründe yük taşıyan bir kadın,
ve balık mevsimine hazırlanan
cilalanmamış bir takanın çıplak ahşap bedeni ,
balkon korkuluklarından sarkıtılan rengarenk seccadeler
- tek tip olanların namaz kıldığı-
Kokusunu takınmış güller,
Bir balkondan bakan
lakin şehre hiç ait olmayan bir yaşlı teyze,
Kent ortasına terk edilmiş,
kasası sökülmüş bir kamyon
ve üzerinde bitmiş bitkiler
-Can çekişiyor o demir kütle haliyle-
Camın ardındaki dünyadan zihnine hücum eder
...
Sonra dur düğmesine basmak istersin ansızın
Basarsın da şoförü ikaz eden sesle birlikte
"duracak"yazısı belirir kapı üzerinde
ve durması gereken otobüs durakta durur,
Atarsın adımlarını içeriden dışarıya
Sonra bir durakta inersin
ve inilen duraktan bir başka durağa yürürken
bir topuklu ayakkabının topuk sesleriyle
Duraklara göre bazen bir şuhluğu
Bazen bir yosmalığı hissedersin
Bazen de bir oro... luğu
Derece derece derecelenirsin
bu hissedişlerle
ve anlamadiğin bir lisanla sana seslenilmesi seni tedirgin eder
Mülteci ya da işgalci o ruhun arafında ya da etrafında
Ve bir ses böler zihnini
"Sareri hovin mernem"
Yorumlar